실례하다 : ayıp etmek-----sil ye ha da
예의있게 : nazikçe---yeı iss ke
정원 : bahçe---çong van
심다 : dikmek----simda
말라다 : zayıflamak / kurumak---man ra da
대단하다 : harika, mükemmel--de dan hada
파래지다 : yeşermek--fareçıda
공해 : çevre kirliği--gong he
세금 : vergi--sekım
말일 : son günm ----malim
성공하다 : başarmak--song gong hada
기계 : makine / alet--kı kye
김치를담그다: kimçi yapmak--kimçi rır kam kıda
교복 : okul elbisesi--kyopok
옛날풍습 : eski adetler / gelenekler--yed nal fo sım
편리하다 : kolay---fyon rı hada
거리 : yol, sokak---kori
예매하다 : ödeme yapıp ayırttırmak---ye me hada
훨씬 : oldukça, kat kat---hwal ssın
들어서다 : girmek----dıro soda
국민학교 : ilk okul---kagmin haggyo
의미 : anlam----ımi
시대 : zaman, dönem, period----side
뜨다 : gözünü açmak--kgı da
덜 : eksik, yarım--dol
연구원 : araştırmacı---yon gu van
낯이익다 : tanıdık gelmek---naçi ıgda
두어 : çift---duo
섭섭하다 : üzgün olmak---sob sob hada
눕다 : uzanmak, yatmak---nubda
이별하다 : ayrılmak--ıb yol hada
부처님 : Buda---bu ço nim
안다 : kucaklamak---an da
떨다 : titremek---kgol da
여유시간 : boş zaman--yo yu si kam
꼭끼다 : tam oturmak---kyok kgi da
벌금내다 : ceza ödemek (para)----bol kım ne da
누군가 : birileri---nu gun ka
굉장히 : oldukça, aşırı---go ıça hi
어둡다 : karanlık----o dub da
분간하다 : ayırt etmek---bun kan hada
혼나다 : biri görür diye korkmak--hon na da
혼나다 : azarlanmak, uyarılmak--hon na da
고르다 : seçmek---korıda
망설하다 : tereddüt etmek----ma sol hada
젊다 : genç----çorm da
늙다 : yaşlı---nırg da
햇빚 : güneş ışığı---het biç
외우다 : ezberlemek--oi uda
비웃다 : gülmek, alay etmek---bi us da
욕심부리다 : boşuna heveslenmek---yog sim bu rı da
찢다 : yırtmak---çıcda
봐주다 : affetmek---boa çuda
오해 : yanlış anlaşılma----o he
가구 : mobilya----ka ku
간식 : hafif yemek----kan sık
고속도로 : otoyol---ko sok do ro
귀성길 : memlekete dönen yol---kıv so kır
가뭄 : kuraklık---- ka mum
경쟁률 : rekabet oranı----kyo çer yul
착륙하다 : uçağın havalanması---çak ryuk hada
주식값 : hisse senedi fiyatları---çu sık kabt
일반버스 : genel otobüsler---ır ban bo sı
대기업 : holding----de gi op
해결하다 : çözmek, halletmek---hek yol hada
정공하다 : ihtisas yapmak---co ko hada
전시회 : sergi---con sı hoi
책임자 : sorumlu kişi---çek im ca
북경 : Pekin---puk kyo
녹다 : erimek---nok da
포기하다 : vazgeçmek----fo ki hada
정리하다 : düzenlemek---çori hada
수리 : tamirat, tadilat---su ri
피부 : deri, cilt---fi bu
불행 : mutsuzluk---bul he